8 Kasım 2013 Cuma

Olric-Facebook sayfası admini



*Şu içimdeki bitmek bilmeyen korkular, kaygılar.. Yorgunum işte.. Kendimle kavgalarımdan yorgunum başka bir şeyden değil.. İçimde olanlar, içimde sıkıştı kaldı.. Öylece.. Her geçen gün gelecek hayallerimden birini yitiriyorum.. Her günümün, her anımın, bütün bir yaşamın böyle geçmesinden korkuyorum ve neredeyse eminim, böyle geçecek.. Ben bir şeyler yapmak için koşturup dururken zaman geçecek, geçecek, hep geçecek.. Yaşamadan yaşayıp gideceğim belki de.. Anlamadan yaşamayı, anlaşılamadan..

Oysaki umut duymak istiyorum ben, eskisi gibi.. Ama bir şeyleri bekledikçe, o şeylerden uzaklaşıyormuşum gibi.. Bırakmak, düşünmemek istiyorum belki de sadece bu yüzden.. Uzaklaşmak istiyorum.. Her şeyi oluruna bırakmak istiyorum..

Olmuyor!..



*Mesela mutsuz insanların en büyük özelliği çevrelerindeki insanları güldürmektir; çünkü böylelikle kimse ona ”neyin var, ne oldu?” demeyecek. O da anlatmak zorunda kalmayacak; çünkü anlatsa da anlamayacaklar.. Acılar ortak gibi dursa da, aslında hepsi kişiseldir ve yani her insana farklı yansır bu, sizin saatlerce güldüğünüz insan aslında sizi güldürürken cafenin birinde çalan müzikle çoktan uzaklara gitmiş olur ya da siz ona iyi geceler diyerek uykuya daldığınızda, o kafasını ne şekilde koyarsa koysun yastığa, uyuyamadığı için kendini balkonda bulur.. Bu hep böyledir, böyle de devam edecek..

* Neyse.. Çay var mı çay?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.