29 Temmuz 2013 Pazartesi

Ah be çocuk! Senin rengarenk
dünyana da mı soktular bir rengin
olsun inancını. Renkleri gösterdiler
de seç mi dediler çocuk. Renkli bir
dünyayı sana da mı çok gördüler
çocuk. Siyah bakış acılarından, renk
körü duygularından kara kalem
çalışması gri mutluluklar mı çizdiler
sana da çocuk.
Ah be çocuk! İki de bir soruyorsun
” benim rengim ne olsun”.
Olacaksa beyaz olsun, saf olsun.
Saklı olsun içinde bütün renkler;
insanların içinde sakladıkları
duyguları, hayalleri, düşünceleri
gibi. Bırak beyaz içinde renklerini
saklasın, insanlar kendilerini. Sen
saklanma hayattan çocuk. Mavi
gökyüzü altında pembe hayallerini,
yanaklarını kırmızılaştıran
duygularını, yeşil yeşil umutla
bakan gözlerini saklama çocuk.
Sakla saflığını insanlara inat çocuk.
Ah be çocuk! ” Neden bir çok
kişinin rengi siyah” diye
soruyorsun. Bu dünya kirlendi,
insanlar kirlendi çocuk. Kirli
düşüncelerimizl e, kirlenmiş
duygularımızı beyaz yalanlarla
sarmak yetmedi. Beyaz günlerin
gölgesi oldu karanlıklar. Beyazla
siyah ayırt edilemiyor. Ba(k)’kış bu,
be’yaz diyemiyoruz artık çocuk!
Ah be çocuk! Bu kadar karamsar
konuştuğuma bakma. Siyah beyaz
değildi bu dünya. Kırmızı vardı
mesela. Sevgiyle dolu kıpkırmızı
yürekler vardı, utancından yüzü
kızaran. Sevginin anlatıldığı kırmızı
güller vardı önceleri kitapların
arasında kuruyan şimdilerde
yürekte solan. Duygusal insanlar bu
kadar az değildi. Duygularını
saldılar da tamamen duygusal
dışlandılar, kullanıldılar. Saf saf
olamadık saflar karşısında saflık
kaybetti çocuk.
Ah be çocuk! Sadece kırmızıyı mı
kurban verdik bu dünyaya. Mavimiz
vardı gökyüzü kadar sınırsız. Birde
mavi gökyüzü altında sınırsız
hayallerimiz. Düşünceleri beyaz,
duyguları kırmızı insanlar pembe
hayaller kurardı; yemyeşil bir dünya
üzerinde huzur içinde yaşlanılan
pembe panjurlu ev. Ev’lendik çocuk.
Üç odaya kocaman yalnızlıklar
sığdırdık, bir salonda yaş’landık. Eş
seçmeyi es geçtik. Eş zamanlı
zamansız ayrılıklar yaşadık. Çocuk
işte bir zamanlar biz böyle bir
hayat yaşadık.
Ah be çocuk! Gel sen yine de
karam’sar olma. Karaları sar ki
geleceğimiz çıksın aydınlığa. Senin
rengin belli çocuk; beyaz
aydınlığımızsın sen. Gel çocuk ben
seni, sen bunları sakla. Gelecek
rengarenk dünyayı kirlettirmeyeli
m, çaldırmayalım. Gel çocuk sana
yeni bir dünya bulalım.
Mehmet Şahin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.