HORMONLU EBEVEYNLİK YAPMAYIN
• Çocuğunuzun gözünde, aşırı büyümeyin…
• Çocuk, şöyle düşün-me-melidir:
- “ Benim annemin elinden her iş gelir…”,
- “ Babamın üstesinden gelemeyeceği zorluk yoktur…”,
- “ Sen biliyon mu…benim babam bana her şey alabilir…”,
- “ Ben ne istersem, bizim evde o mutlaka vardır…”,
- “ Bizim soframızda her türlü yemek bulunur…”,
- “ Babam istesin, uçak bilem alır…”,
- “ Ben, babamın yanlış yaptığını hiç görmedim…o her şeyi bilir…”,
- “ Babamın sözü her yerde geçer…”…
• Doğrusunu isterseniz çocuklar;
- Küçük yaşlarda, ebeveynlerinin bu şekilde olmalarını çok isterler.
- Hatta; buna benzer cümleleri, uydurup uydurup söyleyebilirler…
- Her fırsatta, arkadaşlarına caka satmaya bayılırlar.
• İşte;
- Anneler-babalar, onların böylesine övünmeye dönük yönlerini törpüleyip köreltmelidir. Çocukların hayallerine cevap verme yarışına girmemelidir.
- Çünkü çocuklar; sizin zayıf yönlerinize tanık olmazlarsa, - beceriksizliklerinize, acizliklerinize değil elbette-, sizi gözlerinde kat kat büyütürler.
- Ne zamana kadar?
- İlk çocukluk sonrası döneme kadar.
• İlkokuldan itibaren olan evrede:
- Çaresizliklerinize, yetemediklerinize, zayıf ve güçsüz yönlerinize…
• Kısacası, sıradan bir insan oluşunuza tanık olmaya başladıklarında, çocukların hayallerinden şunlar geçer:
- “ Yok ya…annem hiç de göründüğü gibi değilmiş…”,
- “ Babama baksana…boşuna gözümde büyütmüşüm onu…”,
- “ Meğer onlar da “sıradan” insanlarmış…”,
- “ Onu soruyorum bilmiyor…bu nedir diyorum, şimdiye kadar duymadım diyor…”,
- “ Annemden dün baklava-börek istedim…yapamazmış…işi çokmuş…yetişemezmiş…”,
- “ Babama, arkadaşlarımla “at binmeye” gideceğimizi söyledim…kıyameti kopardı…neymiş, o kadar para veremezmiş…”,
- “ Bir spor ayakkabımın bile markalısını alamıyorlar…”,
- “ Sınıfta herkesin akıllı telefonu var…evde söyleyecek oldum, pişman ettiler insanı…”,
- “ Neymiş efendim…o kol saatine o kadar para mı verilirmiş…elalem nasıl veriyor…”,
- “ Öf ya…bıktım şunlardan…her şeye mazeret…”,
- “ Sanki milletin anesi-babası uzaydan geldi…”,…
• Şimdi siz bana şunu söyleyebilirsiniz:
- “ Derse desin hocam…hiç umurumda değil…”,
- “ O istiyor diye kendimizi mi harap edelim yani…”,
- “ Kızar…bağırır…susar…”,
- “ Çok çok, kapıları çarpıp sokağa fırlar…”…
• Keşke o kadar basit olsa…
• Çocuk;
- Başkalarının annelerine-babalarına…arkadaşlarının ailelerine…güçlü-zengin insanlara “özenti” geliştirmeye başlayacaktır…
- “ Ne varsa onlarda var…”, dedi mi bir kere; annesiyle, babasıyla, ailesiyle olan bağlarında çatırdamalar başlayacaktır.
- Gerisini, siz benden daha iyi biliyorsunuz…
• Şimdi, hak verdiniz mi bize bilmem:
- Ne olursunuz…doğal…tabii anneler babalar olun…
- Küçük yaştaki çocuklarınız için, gücünüz yetse dahi, lüzumsuz harcamalar yapmayın…
- Çocuğunuzun nazarında, çok bilmiş…çok güçlü…süper baba…ne yapar yapar, annem halleder…tipten ebeveynler olmayın, derken kastettiğim buydu…
• Çocuk, şöyle düşün-me-melidir:
- “ Benim annemin elinden her iş gelir…”,
- “ Babamın üstesinden gelemeyeceği zorluk yoktur…”,
- “ Sen biliyon mu…benim babam bana her şey alabilir…”,
- “ Ben ne istersem, bizim evde o mutlaka vardır…”,
- “ Bizim soframızda her türlü yemek bulunur…”,
- “ Babam istesin, uçak bilem alır…”,
- “ Ben, babamın yanlış yaptığını hiç görmedim…o her şeyi bilir…”,
- “ Babamın sözü her yerde geçer…”…
• Doğrusunu isterseniz çocuklar;
- Küçük yaşlarda, ebeveynlerinin bu şekilde olmalarını çok isterler.
- Hatta; buna benzer cümleleri, uydurup uydurup söyleyebilirler…
- Her fırsatta, arkadaşlarına caka satmaya bayılırlar.
• İşte;
- Anneler-babalar, onların böylesine övünmeye dönük yönlerini törpüleyip köreltmelidir. Çocukların hayallerine cevap verme yarışına girmemelidir.
- Çünkü çocuklar; sizin zayıf yönlerinize tanık olmazlarsa, - beceriksizliklerinize, acizliklerinize değil elbette-, sizi gözlerinde kat kat büyütürler.
- Ne zamana kadar?
- İlk çocukluk sonrası döneme kadar.
• İlkokuldan itibaren olan evrede:
- Çaresizliklerinize, yetemediklerinize, zayıf ve güçsüz yönlerinize…
• Kısacası, sıradan bir insan oluşunuza tanık olmaya başladıklarında, çocukların hayallerinden şunlar geçer:
- “ Yok ya…annem hiç de göründüğü gibi değilmiş…”,
- “ Babama baksana…boşuna gözümde büyütmüşüm onu…”,
- “ Meğer onlar da “sıradan” insanlarmış…”,
- “ Onu soruyorum bilmiyor…bu nedir diyorum, şimdiye kadar duymadım diyor…”,
- “ Annemden dün baklava-börek istedim…yapamazmış…işi çokmuş…yetişemezmiş…”,
- “ Babama, arkadaşlarımla “at binmeye” gideceğimizi söyledim…kıyameti kopardı…neymiş, o kadar para veremezmiş…”,
- “ Bir spor ayakkabımın bile markalısını alamıyorlar…”,
- “ Sınıfta herkesin akıllı telefonu var…evde söyleyecek oldum, pişman ettiler insanı…”,
- “ Neymiş efendim…o kol saatine o kadar para mı verilirmiş…elalem nasıl veriyor…”,
- “ Öf ya…bıktım şunlardan…her şeye mazeret…”,
- “ Sanki milletin anesi-babası uzaydan geldi…”,…
• Şimdi siz bana şunu söyleyebilirsiniz:
- “ Derse desin hocam…hiç umurumda değil…”,
- “ O istiyor diye kendimizi mi harap edelim yani…”,
- “ Kızar…bağırır…susar…”,
- “ Çok çok, kapıları çarpıp sokağa fırlar…”…
• Keşke o kadar basit olsa…
• Çocuk;
- Başkalarının annelerine-babalarına…arkadaşlarının ailelerine…güçlü-zengin insanlara “özenti” geliştirmeye başlayacaktır…
- “ Ne varsa onlarda var…”, dedi mi bir kere; annesiyle, babasıyla, ailesiyle olan bağlarında çatırdamalar başlayacaktır.
- Gerisini, siz benden daha iyi biliyorsunuz…
• Şimdi, hak verdiniz mi bize bilmem:
- Ne olursunuz…doğal…tabii anneler babalar olun…
- Küçük yaştaki çocuklarınız için, gücünüz yetse dahi, lüzumsuz harcamalar yapmayın…
- Çocuğunuzun nazarında, çok bilmiş…çok güçlü…süper baba…ne yapar yapar, annem halleder…tipten ebeveynler olmayın, derken kastettiğim buydu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.